İçindekiler
Anlaşmalı Boşanma Nedir? – Kavramsal Çerçeve ve Türk Hukukundaki Yeri
Anlaşmalı boşanma, tarafların evlilik birliğini karşılıklı olarak ve uzlaşarak sona erdirdikleri bir boşanma türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenleme ile hukuki bir temele kavuşturulmuş olan bu kurum, çekişmeli boşanma davalarına göre çok daha hızlı, sade ve ekonomik bir çözüm sunması sebebiyle özellikle son yıllarda yaygın biçimde tercih edilmektedir.
📌 Anlaşmalı Boşanmanın Tanımı ve Özellikleri
Anlaşmalı boşanma; evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, eşlerin boşanmak için birlikte başvurmuş ya da açılmış olan davayı diğer eşin kabul etmiş olması, tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocuklara ilişkin hususlarda anlaşmaya varmış olmaları ve hakimin bu anlaşmayı uygun bulması şartlarına bağlı olarak gerçekleşir. Bu yönüyle taraf iradelerinin ön planda olduğu, ancak hakimin denetim ve onayıyla geçerlilik kazanan bir boşanma şeklidir.
Tarafların boşanma iradesi tek başına yeterli olmayıp; bu iradenin özgürce açıklanmış olması, hâkimin tarafları bizzat dinlemesi ve düzenlenen protokolün hukuka uygun bulunması şarttır. Bu çok katmanlı yapı, irade özgürlüğünü esas almakla birlikte kamu düzeniyle doğrudan bağlantılı olan evlilik birliğinin sona ermesini denetim altına alır.
🧩 Hukuki Niteliği ve Sistem İçindeki Yeri
Anlaşmalı boşanma, esasen evlilik birliğinin temelinden sarsılması ilkesinin bir yansımasıdır. Tarafların birlikte veya karşılıklı olarak boşanma iradesi ortaya koyması, artık evliliğin devam ettirilemeyeceği yönünde bir karine oluşturur. Ancak bu tek başına boşanma kararı verilmesini sağlamaz; çünkü anlaşmalı boşanma, kamu düzeniyle ilgili hükümleri içerdiğinden hâkim tarafından mutlaka değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda anlaşmalı boşanma, ne tamamen bir “irade hukuku” işlemidir ne de tam anlamıyla bir “çekişmeli yargı faaliyeti”dir. Kendine özgü şartları olan karma bir sistemdir.
🔍 Protokolün Rolü
Anlaşmalı boşanmanın temel dayanak noktalarından biri de eşler arasında düzenlenen protokoldür. Bu protokol, boşanmanın mali sonuçları (nafaka, tazminat, mal paylaşımı vs.) ve çocuklara ilişkin düzenlemeler (velayet, iştirak nafakası, kişisel ilişki tesisi vs.) gibi pek çok önemli hususu içerir.
Protokol hukuken bağlayıcı nitelikte olmayıp ancak hâkim tarafından uygun bulunduğu takdirde geçerlilik kazanır. Bu yönüyle özel hukuk sözleşmesinden farklıdır; çünkü mahkemece denetlenmek ve onaylanmak zorundadır.
📚 Hukuki Yararları ve Uygulamadaki Önemi
Anlaşmalı boşanma, taraflar arasında olası çatışmaların önüne geçmesi, sürecin kısalması, mahkeme yükünün azalması ve çocukların menfaatlerinin korunması açısından son derece önemlidir. Uygulamada da görüldüğü üzere, çekişmeli davalara göre çok daha kısa sürede sonuçlanmakta ve taraflar için ekonomik ve duygusal açıdan daha az yıpratıcı bir süreç sağlamaktadır.
Bununla birlikte, protokolün hatalı hazırlanması ya da taraf iradesinin tam olarak ortaya konamaması durumlarında hak kayıpları yaşanabilmekte, bu da ileride açılabilecek tenfiz ve uyarlama davalarının önünü açmaktadır. Bu nedenle sürecin dikkatli yönetilmesi ve tüm unsurların yasal çerçevede netleştirilmesi büyük önem taşır.
Anlaşmalı Boşanmanın Temel Hukuki Şartları – Evlilik Süresi, Dava Açma Şekli ve Tarafların Beyanı
Anlaşmalı boşanma, tarafların kendi aralarında uzlaşarak evliliği sona erdirdikleri bir boşanma türüdür. Ancak bu süreç keyfi biçimde yürütülemez. Kanunen belirlenmiş bazı temel şartların yerine getirilmesi zorunludur. Bu bölümde, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için gereken dört temel şart ayrıntılı biçimde ele alınacaktır.
🕰️ 1. Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmüş Olması
Anlaşmalı boşanmanın ilk koşulu, evliliğin resmi olarak en az bir yıl önce yapılmış olmasıdır. Evlilik tarihinden itibaren bir yıl geçmeden eşler, ne kadar anlaşmış olurlarsa olsunlar bu yolla boşanamazlar. Bu süre, evliliğin henüz yeterince olgunlaşmadan sona erdirilmesinin önüne geçmek amacıyla getirilmiştir.
Bu bir yıllık süre kesin bir şarttır ve tarafların anlaşması, ortak kararları veya özel durumları bu sürenin etkisini ortadan kaldırmaz. Mahkemeler, boşanma başvurusunu değerlendirirken evliliğin süresine özellikle dikkat eder.
✍️ 2. Davanın Eşlerce Birlikte Açılması veya Davanın Diğer Eş Tarafından Kabul Edilmesi
Anlaşmalı boşanma için ikinci temel şart, tarafların birlikte hareket etmeleridir. Bu ya eşlerin mahkemeye birlikte başvurarak boşanma talebinde bulunmalarıyla olur, ya da bir eşin açtığı boşanma davasının diğer eş tarafından açıkça kabul edilmesiyle gerçekleşir.
Birlikte başvuru halinde eşlerin ortak dilekçesi sunulur ve bu dilekçede boşanma ve şartlarına ilişkin mutabakat açıkça belirtilir. Eğer dava bir tarafça açılmışsa, diğer eşin bu davayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmesi veya mahkeme huzurunda sözlü olarak ifade etmesi gerekir.
Buradaki amaç, eşlerin boşanma konusunda tam bir uzlaşı içinde olduklarını gösterebilmeleridir. Aksi durumda dava, çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir.
🗣️ 3. Eşlerin Mahkeme Huzurunda Bizzat Dinlenmesi ve Özgür İradeyle Beyanda Bulunması
Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için taraflar, mahkeme huzurunda bizzat hazır bulunmalı ve boşanmayı kendi özgür iradeleriyle istediklerini açıkça ifade etmelidir.
Bu aşama, anlaşmanın samimi ve baskıdan uzak şekilde yapıldığını doğrulamak amacı taşır. Eşlerin avukatları tarafından temsil edilmeleri bu aşamada yeterli değildir; hâkim, tarafları doğrudan dinlemek zorundadır.
Hakim, dinleme sırasında tarafların boşanmayı özgür iradeyle istediklerine kanaat getirirse, diğer şartlar da mevcutsa boşanma kararını verebilir. Ancak baskı altında, gönülsüz veya yönlendirilmiş bir beyanda bulunulduğu şüphesi varsa hâkim boşanmayı reddedebilir.
📃 4. Mali Sonuçlar ve Çocuklara İlişkin Konularda Anlaşmaya Varılması
Anlaşmalı boşanma sürecinde sadece boşanma iradesi değil, boşanmanın doğuracağı sonuçlara dair anlaşma da zorunludur. Taraflar, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi mali konular ile varsa müşterek çocukların velayeti, kişisel ilişki kurulması ve iştirak nafakası gibi çocuklara dair tüm hususlarda mutabık kalmalıdır.
Bu mutabakat genellikle yazılı bir protokol şeklinde düzenlenir. Mahkeme, bu protokolü değerlendirir ve uygun bulduğu takdirde boşanmaya hükmeder. Uygun bulunmayan bir anlaşma varsa taraflardan bunun düzeltilmesi istenir; aksi halde dava reddedilebilir.
🔍 Tüm Şartlar Bir Arada ve Kesin Olarak Aranır
Anlaşmalı boşanmanın geçerli olabilmesi için yukarıdaki dört şartın tamamının eksiksiz şekilde yerine getirilmiş olması gerekir. Bu şartlardan herhangi biri eksikse, dava anlaşmalı olarak sonuçlanmaz. Bu nedenle sürecin dikkatli yürütülmesi, özellikle protokol hazırlanması ve mahkeme huzurunda beyanların açık ve tutarlı şekilde yapılması gerekir.
Hakimin Rolü – Tarafların İradesi ve Anlaşmanın Uygunluğu
Tarafların ortak iradesine dayansa da, sürecin geçerli olabilmesi için mutlaka bir hakimin müdahalesi gerekir. Hakim, yalnızca tarafların beyanlarını kayıt altına almakla yetinmez; boşanma kararını ancak belli değerlendirmeleri yaptıktan sonra verir. Bu bölümde, anlaşmalı boşanma sürecinde hakimin üstlendiği kritik görevleri ayrıntılı biçimde inceleyeceğiz.
⚖️ Tarafların Özgür İrade ile Hareket Ettiklerinin Tespiti
Anlaşmalı boşanmanın en önemli şartlarından biri, tarafların mahkeme huzurunda kendi özgür iradeleriyle boşanmak istediklerini beyan etmeleridir. Hâkim, bu iradenin gerçekten serbestçe açıklanıp açıklanmadığını, herhangi bir baskı, tehdit veya yönlendirme bulunup bulunmadığını dikkatle değerlendirir.
Tarafların bir protokol sunmuş olmaları ya da birlikte mahkemeye başvurmuş olmaları yeterli değildir. Hâkim duruşmada tarafları ayrı ayrı dinler ve boşanma konusundaki iradelerinin samimi olup olmadığını anlamaya çalışır. Bu değerlendirme sırasında hâkimin yüz yüze gözlem yapma imkânı bulunur; çünkü boşanma kararının verilip verilmeyeceği bu tespitle doğrudan bağlantılıdır.
👥 Tarafların Duruşmada Bizzat Hazır Bulunma Zorunluluğu
Taraflar, anlaşmalı boşanma duruşmasında bizzat mahkemede bulunmalıdır. Vekil aracılığıyla temsil edilmeleri, duruşmaya katılmalarının yerine geçmez. Çünkü hâkim, yalnızca tarafları dinleyerek onların özgür iradeye dayalı bir boşanma kararı verdiklerine kanaat getirebilir.
Bununla birlikte tarafların duruşmada susma ya da tereddütlü davranış sergilemeleri, protokoldeki beyanlarının geçerliliğini zedeleyebilir. Hâkim, bu gibi durumlarda boşanma talebini reddetme yetkisine sahiptir.
📝 Sunulan Anlaşmanın Hukuki Denetimi
Anlaşmalı boşanmanın yalnızca taraflar arasında değil, aynı zamanda hukuki açıdan da kabul edilebilir olması gerekir. Bu nedenle sunulan protokol, hâkim tarafından detaylı şekilde incelenir. Hâkimin burada iki temel sorumluluğu vardır:
- Anlaşmanın tarafların menfaatlerini koruyup korumadığına bakmak: Özellikle eşlerin biri için belirgin bir hak kaybı, adaletsizlik ya da dengesizlik söz konusuysa hâkim müdahale edebilir.
- Çocukların üstün yararını gözetmek: Velayet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki kurulması gibi çocukla ilgili hükümler, kamu düzenini ilgilendirdiği için hâkimin onayına tabidir. Hâkim, çocukların yüksek yararını gözetmeden yapılan bir düzenlemeyi uygun bulmaz ve değiştirilmesini isteyebilir.
📌 Hakimin Takdir Yetkisi
Hâkim, tarafların hazırladığı protokolü olduğu gibi kabul etmek zorunda değildir. Eğer anlaşmada hukuka aykırılık, dengesizlik veya çocukların menfaatine aykırı durumlar varsa, değişiklik yapılmasını talep edebilir. Taraflar, bu değişiklikleri kabul ederse boşanma gerçekleşir. Aksi halde dava reddedilebilir ya da çekişmeli boşanma sürecine evrilir.
Bu noktada hâkimin karar yetkisi sınırlı gibi görünse de, esasen kamu düzeni açısından hayati bir işlev görür. Tarafların her konuda uzlaşmış olması dahi, tek başına yeterli değildir; protokolün içeriği mahkeme onayından geçmek zorundadır.
👨👩👧👦 Çocuklara Yönelik Anlaşmaların Sıkı Denetimi
Anlaşmalı boşanma protokolünün en hassas bölümlerinden biri, çocuklara ilişkin hükümlerdir. Velayet, görüş düzeni ve iştirak nafakası gibi düzenlemelerin çocukların ruhsal, duygusal ve eğitsel gelişimi üzerinde doğrudan etkisi vardır. Bu nedenle hâkim, çocukla ilgili her maddeyi ayrı ayrı değerlendirir.
Velayetin hangi ebeveyne verileceği, diğer ebeveynin çocukla ne sıklıkta görüşeceği ve iştirak nafakasının miktarı gibi tüm unsurlar çocuk lehine olmalıdır. Hâkim, çocuk aleyhine sonuç doğurabilecek herhangi bir hükmü onaylamaz.
🔄 Uygun Bulunmayan Anlaşmalarda İzlenecek Yol
Hâkim, protokoldeki bazı hükümleri uygun bulmazsa bunu gerekçeli şekilde taraflara bildirir. Taraflar anlaşmayı revize ederek tekrar mahkemeye sunabilir. Bu da sürecin gereksiz şekilde uzamaması ve yine anlaşmalı boşanma ile sonuçlanması açısından önemli bir fırsattır.
Ancak taraflar değişiklik yapmayı reddederse, anlaşmalı boşanma koşulları ortadan kalkar. Bu durumda hâkim, boşanma talebini reddeder veya tarafların çekişmeli boşanma yoluna yönelmesine zemin hazırlamış olur.
⚠️ Hakimin Onayı Olmaksızın Boşanma Geçerli Sayılmaz
Unutulmaması gereken en önemli husus, anlaşmalı boşanmanın yalnızca mahkeme kararıyla gerçekleşebileceğidir. Taraflar her konuda anlaşmış ve bunu yazılı hale getirmiş olsalar bile, mahkeme onayı olmadan boşanmış sayılmazlar. Bu, anlaşmalı boşanmayı sıradan bir sözleşmeden ayıran en temel unsurdur.
Mali ve Çocuklara İlişkin Hükümler – Boşanmanın Sonuçlarına Yönelik Anlaşmaların Değerlendirilmesi
Anlaşmalı boşanmanın en kritik yönlerinden biri, yalnızca evliliğin sona erdirilmesi değil; aynı zamanda bu sona erişin doğuracağı sonuçların taraflar arasında açıkça ve net bir şekilde karara bağlanmasıdır. Bu kapsamda mali yükümlülükler, nafaka düzenlemeleri, tazminatlar, mal rejiminin tasfiyesi gibi maddi konuların yanı sıra çocuklara ilişkin hak ve sorumluluklar da ayrıntılı şekilde değerlendirilmelidir.
💰 1. Mali Sonuçlara İlişkin Anlaşma
Anlaşmalı boşanmanın geçerli olabilmesi için, tarafların boşanmanın ardından doğacak tüm mali sonuçlar konusunda uzlaşmaları gerekir. Bu uzlaşma; yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile mal paylaşımını kapsar.
a. Yoksulluk Nafakası
Eşlerden biri boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecekse, diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka talep edebilir. Taraflar, bu nafakanın ödenip ödenmeyeceğini, miktarını, ödeme süresini ve yöntemini açıkça belirlemelidir. Anlaşmaya yazılacak ifadeler açık, net ve yorumlanmaya muhtaç olmayacak şekilde düzenlenmelidir.
b. Maddi ve Manevi Tazminat
Boşanma nedeniyle bir taraf diğerinden tazminat talep ediyorsa, bunun da anlaşmaya yazılması gerekir. Tazminat tutarı, ödeme şekli, vade ve diğer hususlar ayrıntılı şekilde belirlenmelidir. Aksi halde ileride bu hususlar çekişmeli davaya konu olabilir.
c. Mal Rejiminin Tasfiyesi
Taraflar evlilik içinde edinilmiş malların nasıl paylaşılacağını da anlaşma protokolüne dahil etmelidir. Bu düzenleme, mal rejiminin sona erdirilmesiyle birlikte karşılıklı hak ve borçların netleştirilmesini sağlar. Gayrimenkuller, araçlar, banka hesapları gibi tüm varlıklar paylaşım konusu olabilir.
👶 2. Çocuklara İlişkin Anlaşmalar
Varlığı söz konusuysa, çocukların durumu anlaşmalı boşanmanın en önemli ve en hassas bölümüdür. Çocuklara ilişkin her konu ayrı ayrı ve ayrıntılı şekilde düzenlenmeli, tüm kararlar çocuğun üstün yararına uygun olmalıdır.
a. Velayet
Çocukların kime bırakılacağı açıkça belirtilmelidir. Tam velayet bir ebeveyne verilebilir ya da istisnai durumlarda ortak velayet düşünülebilir. Ancak genel uygulama, çocuğun bakımını fiilen üstlenecek olan ebeveyne velayetin verilmesidir. Velayet verilen tarafın görev ve sorumlulukları da açıkça ifade edilmelidir.
b. İştirak Nafakası
Velayeti alamayan ebeveynin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, iştirak nafakası olarak adlandırılır. Nafakanın miktarı, ödeme sıklığı ve ödeme yöntemi kesin bir dille yazılmalı, varsa yıllık artış oranları belirtilmelidir.
c. Kişisel Görüşme Hakkı
Çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveynle düzenli şekilde görüşebilmesi anayasal bir haktır. Bu nedenle görüşme sıklığı, günleri, saatleri ve özel durumlar (bayram, tatil vb.) net biçimde belirlenmelidir. Bu düzenleme hem çocuk hem de ebeveyn açısından hayati önem taşır.
d. Eğitim ve Sağlık Kararları
Ebeveynler arasında eğitim ve sağlık kararlarına kimin ne şekilde katılacağı da protokole eklenebilir. Örneğin özel okul seçimi, dini eğitim, ameliyat gibi önemli konuların birlikte karar verilerek yürütüleceği hüküm altına alınabilir.
⚠️ Belirsizlik ve Genel İfadelerden Kaçınılmalıdır
Yapılacak tüm bu düzenlemelerde belirsiz ya da genel ifadelerden kaçınılması büyük önem taşır. Örneğin “çocukla uygun zamanlarda görüşür” gibi soyut ifadeler uygulamada ciddi sorunlara neden olabilir. Bunun yerine “her ayın ilk ve üçüncü cumartesi günü saat 10.00-18.00 arasında” gibi kesin ve uygulanabilir düzenlemelere yer verilmelidir.
📌 Hâkimin Onay Denetimi
Taraflar tüm bu maddelerde anlaşmış olsalar bile, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için hâkimin bu hükümleri uygun bulması şarttır. Hâkim, özellikle çocuklarla ilgili hükümleri kamu düzeni gereği sıkı şekilde denetler. Çocuk aleyhine bir durum söz konusuysa, bu durumun giderilmesi istenir. Giderilmediği takdirde boşanma kararı verilmez.
🤝 Tarafların Uzlaşmasının Önemi
Anlaşmalı boşanmanın doğası gereği, her iki tarafın da menfaatleri göz önünde bulundurularak makul bir orta yol bulunması gerekir. Aksi halde mahkeme, tarafların uzlaşamadığı hususları gerekçe göstererek davayı reddedebilir ya da çekişmeli boşanma süreci başlatılabilir.
Bu nedenle mali ve çocuklara ilişkin tüm konuların önceden müzakere edilmesi, açıkça yazılması ve uygulanabilir şekilde düzenlenmesi gerekir.
Boşanma Protokolü – Hazırlık, Biçim ve Geçerlilik Şartları
Anlaşmalı boşanmanın temel taşlarından biri olan protokol, taraflar arasında boşanmanın mali sonuçları ile çocuklara ilişkin hususların uzlaşı ile karara bağlandığı resmi bir belgedir. Boşanmanın gerçekleşebilmesi için yalnızca bu protokolün sunulması yeterli değildir; aynı zamanda hukuki anlamda geçerli, eksiksiz ve anlaşılır bir şekilde hazırlanmış olması gerekir.
🛠️ 1. Protokolün Hazırlanması: Neden Gerekli?
Boşanmak isteyen eşlerin uzlaştıkları noktaları yazılı hale getirmeleri yalnızca süreci hızlandırmakla kalmaz; ileride doğabilecek uyuşmazlıkların da önüne geçer. Protokol, hem tarafların kendi iradelerini yansıttığı hem de hâkimin denetimine sunulan bir metindir.
Her ne kadar bazı mahkemeler duruşma sırasında sözlü beyanla da boşanmayı onaylasa da, uygulamada yazılı bir protokol sunulması hem güvenilirlik hem de açık delil niteliği açısından önemlidir.
📝 2. Biçimsel Şartlar: Nasıl Yazılmalı?
Anlaşmalı boşanma protokolünün hukuken kabul görebilmesi için bazı temel biçimsel unsurları taşıması gerekir:
- Tarih: Protokolün hazırlandığı gün mutlaka belirtilmelidir.
- Taraf Bilgileri: Her iki eşin adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve adres bilgileri eksiksiz yazılmalıdır.
- Net ve Açık İfadeler: Maddeler halinde düzenlenmeli, yoruma açık, genel geçer ifadelerden kaçınılmalıdır.
- İmzalar: Taraflar protokolü kendi el yazısıyla ya da elektronik ortamda imzalamalıdır. İmzaların eksik olması geçersizlik sebebidir.
Bu biçimsel şartlar yerine getirilmediğinde, hâkim tarafından protokol eksik veya geçersiz sayılabilir ve boşanma gerçekleşmeyebilir.
✅ 3. Geçerlilik Şartları: Hangi Durumlarda Protokol Geçerli Sayılır?
Bir protokolün hukuken geçerli sayılabilmesi için şu koşulların sağlanmış olması gerekir:
- Tarafların Tam Ehliyetli Olması: Tarafların fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Vesayet altındaki kişiler veya kısıtlılar bu protokolü geçerli şekilde imzalayamaz.
- Özgür İrade: Protokol, tarafların serbest iradesiyle hazırlanmalı; zorlama, aldatma ya da baskı altında düzenlenmiş olmamalıdır.
- Tarafların Protokol İçeriğini Anlamış Olması: Eğitim düzeyi ne olursa olsun, taraflar kendi haklarından vazgeçtiklerinin veya sorumluluk üstlendiklerinin farkında olmalıdır. Hâkim, tarafların protokolü gerçekten anlayarak imzaladıklarını tespit etmek ister.
- Mahkeme Onayı: Hazırlanan protokol, ancak hâkimin onayıyla geçerlilik kazanır. Hâkim, özellikle çocuklara ilişkin maddeleri kamu düzeni açısından değerlendirir. Uygun bulmazsa değişiklik talep edebilir.
⚠️ 4. Geçerliliği Tehlikeye Atan Unsurlar
Bazı durumlar, geçerli hazırlanmış gibi görünen bir protokolün sonradan geçersiz sayılmasına veya boşanmanın reddine neden olabilir:
- Eksik Hükümler: Velayet, nafaka ya da mal paylaşımı gibi zorunlu konuların yer almaması.
- Belirsizlik: “İleride anlaşılırsa mallar paylaşılacaktır” gibi net olmayan ifadeler.
- İrade Sakatlığı: Taraflardan birinin protokoldeki hükmü anlamaması, baskı altında imzalaması ya da kandırılması.
Bu tür unsurlar, anlaşmanın hukuki geçerliliğini ortadan kaldırabilir ve hatta boşanma kararının verilmemesine sebep olabilir.
🔄 5. Revize Edilebilirlik ve Esneklik
Protokol sunulduktan sonra hâkimin müdahalesiyle bazı düzenlemeler yapılması mümkündür. Mahkeme, çocukla görüş günlerini değiştirebilir, nafaka miktarını artırabilir veya bazı düzenlemeleri eksik bulup yeniden yapılmasını isteyebilir.
Taraflar hâkimin önerdiği bu değişiklikleri kabul ederlerse protokol yeni haliyle onaylanır. Ancak taraflar değişikliklere onay vermezse, anlaşmalı boşanma şartları ortadan kalkar ve süreç sona erer.
📌 6. Uygulamadaki Öneriler
- Protokol maddeleri mutlaka numaralandırılmalı ve konular ayrı başlıklar altında düzenlenmelidir.
- “Taraflar birbirlerinden maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacaklardır” gibi toplu ifadeler yer almalı ama tüm detaylar ayrıca açıklanmalıdır.
- Çocuklarla ilgili maddelerde görüşme saatleri, tatil düzenlemeleri ve iletişim şekli netleştirilmelidir.
- Protokol mümkünse hukukçu desteğiyle hazırlanmalı, özellikle mal rejimi veya çok sayıda çocuk bulunuyorsa daha da dikkatli davranılmalıdır.
İrade Sakatlıkları ve Protokol Geçerliliğini Etkileyen Hukuki Sorunlar
Anlaşmalı boşanma sürecinde hazırlanan protokol, tarafların boşanma sonrasındaki hayatlarını doğrudan etkileyen bir belgedir. Bu nedenle, söz konusu protokolün tarafların gerçek ve özgür iradesine dayanması son derece önemlidir. Aksi takdirde, anlaşmalı boşanma geçerli şekilde kurulmuş sayılmaz ve hukuki güvenlik zedelenir. Bu bölümde, irade sakatlıkları ile protokol geçerliliğini zedeleyen başlıca hukuki sorunları ele alacağız.
🧠 1. Yanılma (Hata)
Bir taraf, anlaşmanın içeriğini tam anlamamışsa veya maddi bir konuda yanlış bilgiye dayanarak imza atmışsa bu durum irade sakatlığı olarak kabul edilebilir. Örneğin, mal paylaşımı konusunda bir eş taşınmazlardan birinin diğer tarafa ait olduğunu zannederek hakkından feragat ediyorsa, burada yanılma hali söz konusu olabilir.
Bu tür durumlarda, tarafın protokolde yer alan yükümlülüğü anlamamış veya yanlış yorumlamış olması geçerliliği doğrudan etkiler. Bu hata esaslı ise, protokolün geçersizliği ileri sürülebilir.
🕵️♂️ 2. Aldatma (Hile)
Taraflardan biri, diğer eşin açıkça güvenini kötüye kullanarak gerçekleri gizlemişse veya yanıltıcı bilgi vermişse, bu durumda aldatmadan söz edilir. Örneğin, bir eş mal varlığının bir kısmını saklamış ve diğer eşten buna ilişkin feragat almışsa, bu açıkça hileye dayalı bir işlemdir.
Aldatma, anlaşmalı boşanmanın doğasını bozan ciddi bir irade sakatlığıdır. Mahkeme, bu durumdan sonradan haberdar olursa boşanma kararının iptaline dahi gidilebilir. Bu nedenle taraflar arası şeffaflık ve dürüstlük esastır.
😟 3. Korkutma (İkrah)
Taraflardan biri, anlaşmalı boşanma protokolünü tehdit, baskı ya da psikolojik şiddet sonucu imzalamışsa, bu durumda korkutma hali yani ikrah gündeme gelir. Örneğin bir eş, “bu protokolü imzalamazsan çocuğu sana göstermem” gibi baskıcı ifadelerle diğer eşi yönlendiriyorsa, bu durum geçerli bir rıza oluşturmaz.
İkrah ciddi bir irade sakatlığıdır. Tarafın serbest iradesiyle karar vermemesi halinde, protokol hükümsüz sayılabilir. Bu tür durumlarda mahkemeler protokolü geçersiz sayma ya da boşanma kararını iptal etme yoluna gidebilir.
🔄 4. Muvazaa (Danışıklı İşlem)
Muvazaa, tarafların görünüşte bir protokol düzenleyip aslında başka bir gizli anlaşmaya dayalı işlem yapmalarıdır. Örneğin protokolde nafaka ödenmeyeceği yazılmış, ancak taraflar kendi aralarında gizlice düzenli ödeme yapılacağına dair anlaşmış olabilir.
Bu durum protokolün içeriğini gerçek dışı kılar. Mahkeme muvazaayı öğrenirse, taraflar arasında gerçek bir irade uyuşması olmadığını kabul eder ve protokolün geçersiz olduğuna karar verebilir. Bu da anlaşmalı boşanmanın düşmesine neden olur.
⚖️ 5. Aşırı Yararlanma (Gabin)
Taraflardan biri, diğerinin zayıf durumundan faydalanarak son derece adaletsiz bir düzenleme yaptıysa, bu durum aşırı yararlanma (gabin) olarak değerlendirilir. Örneğin bir eş, ciddi ekonomik zorluk içindeyken tüm mallarından feragat ettiriliyorsa burada denge bozulmuş demektir.
Gabin halinde yapılan düzenlemeler, hâkim tarafından re’sen incelenebilir. Taraflar anlaşmış olsa bile, hâkim bu tür dengesizliği kamu düzenine aykırılık olarak değerlendirerek müdahale edebilir. Protokolün bu haliyle onaylanması mümkün olmaz.
🧾 6. Protokolün Tam ve Anlaşılır Olmaması
Bazı durumlarda protokolde çok genel, eksik ya da yoruma açık ifadeler yer alabilir. Örneğin “mal paylaşımı konusunda ileride anlaşılacaktır” ya da “nafaka gerekli görülürse ödenecektir” gibi muğlak hükümler ciddi sorunlar yaratır.
Bu tür eksiklikler, hem mahkeme tarafından protokolün onaylanmamasına hem de sonradan çıkan uyuşmazlıklarla yeniden dava açılmasına sebep olabilir. Bu da anlaşmalı boşanmanın ruhuna aykırı bir belirsizlik yaratır.
💡 Sonuç ve Uyarılar
Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların özgür, bilinçli ve açık iradelerine dayanmalıdır. Aksi halde, yapılan anlaşmalar geçersiz hale gelebilir ve boşanma süreci tamamlanamaz. Tarafların hak kaybına uğramaması için:
- Protokol dikkatle hazırlanmalı
- Her iki taraf da hak ve yükümlülüklerini anlamalı
- Gerekirse hukukî danışmanlık alınmalı
Bu dikkat ve özen gösterildiğinde, hem hukuki güvenlik sağlanır hem de taraflar arasındaki barışçıl çözüm korunmuş olur.
Protokolün İçeriği – Mali Haklar, Velayet ve Diğer Düzenlemeler
Protokol, sadece boşanma iradesinin değil; aynı zamanda boşanmanın doğuracağı sonuçların kapsamlı biçimde karara bağlandığı bir belgedir. Bu protokolün içeriği, tarafların boşandıktan sonra karşılıklı hak ve yükümlülüklerini belirlediği için, hem pratikte uygulanabilir olmalı hem de hukuki denetime açık şekilde düzenlenmelidir.
📌 1. Zorunlu İçerikler
a. Mali Konular
Tarafların boşanma sonrası karşılıklı maddi haklarını nasıl düzenleyecekleri, protokolde açıkça yazılmalıdır. Bu başlık altına şunlar girer:
- Yoksulluk Nafakası: Eşlerden biri boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecekse, diğer eşten ekonomik gücü oranında nafaka talep edebilir. Protokolde, nafakanın ödenip ödenmeyeceği, miktarı, ödeme aralığı ve ne zamana kadar süreceği net olarak belirtilmelidir.
- Tazminat (Maddi / Manevi): Boşanma nedeniyle kişilik hakları zedelenen ya da ekonomik zarara uğrayan tarafın tazminat talebi varsa bu da açıkça yazılmalıdır. Tazminatın türü (maddi veya manevi), miktarı ve ödeme şekli yer almalıdır.
- Mal Rejimi ve Paylaşımı: Mal paylaşımı konusu, boşanmanın mali sonuçlarının en karışık kısımlarından biridir. Edinilmiş malların, taşınmazların, banka hesaplarının, araçların veya borçların hangi tarafa ait olacağı belirlenmeli ve net ifadelerle protokole yazılmalıdır.
Bu düzenlemeler yoksa veya genel ifadelerle geçiştirilmişse, taraflar arasında ileride çekişme çıkması kuvvetle muhtemeldir.
b. Çocuklara İlişkin Konular
Boşanma sürecinden en çok etkilenen bireyler çoğu zaman çocuklardır. Bu nedenle protokolde çocuklarla ilgili kararlar mutlaka ayrıntılı, açık ve uygulanabilir şekilde yazılmalıdır.
- Velayet: Çocuğun velayeti kime verileceği açıkça yazılmalıdır. Birden fazla çocuk varsa her biri için ayrı düzenleme yapılması gerekir. Ayrıca velayet verilen ebeveynin çocuğun bakımı, eğitimi ve genel ihtiyaçlarına dair sorumlulukları da ifade edilmelidir.
- İştirak Nafakası: Velayeti almayan taraf, çocuğun bakımına mali katkıda bulunmakla yükümlüdür. Nafakanın miktarı, ödeme yöntemi, süresi ve yıllık artış oranları belirlenmelidir.
- Kişisel Görüşme Düzeni: Diğer ebeveynin çocukla nasıl, ne zaman ve hangi koşullarda görüşeceği, tatil ve bayram gibi özel günlerdeki düzenlemeler protokole detaylı şekilde yazılmalıdır. Örneğin, “her ayın ilk ve üçüncü pazar günü 10:00-18:00 saatleri arasında görüşülür” gibi net ifadeler tercih edilmelidir.
- Eğitim, Sağlık ve Sosyal Kararlar: Çocuğun okul seçimi, sağlık kararları, özel kurslar gibi alanlarda kimin ne ölçüde söz hakkı olduğu, birlikte karar verilip verilmeyeceği gibi hususlar da belirtilebilir.
Bu düzenlemeler, çocuğun üstün yararını gözeterek hazırlanmalı ve ebeveynler arasındaki çatışmaların önüne geçecek şekilde net olmalıdır.
🔄 2. İhtiyari İçerikler
Protokolde zorunlu olmayan, ancak taraflar isterse yer verebileceği bazı hükümler de bulunmaktadır. Bu düzenlemeler boşanma sonrasındaki ilişkiyi daha açık ve huzurlu hale getirebilir.
- Eşyaların Paylaşımı: Kişisel eşyalar, ev eşyaları, evcil hayvanlar gibi konularda uzlaşma varsa yazılabilir.
- Ortak Borçlara İlişkin Düzenleme: Kredi, kredi kartı ya da kefalet gibi borçların hangi eş tarafından ödeneceği açıkça belirtilerek gelecekteki uyuşmazlıklar önlenebilir.
- İletişim Sınırları: Boşanma sonrası iletişimin sınırları, yeni eşler veya ailelerle temas gibi sosyal alanlara ilişkin uzlaşmalar yer alabilir.
- Soyadı Kullanımı: Kadının evlilik soyadını boşanma sonrasında kullanmaya devam edip etmeyeceği netleştirilebilir. Bu konuda karşı tarafın rızası aranır.
- Miras veya Sigorta Konuları: Bir eşin ölüm halinde diğer eşe mali yardım sağlanması gibi özel hükümler, eğer taraflar isterse eklenebilir.
📌 3. Uygulanabilirlik ve Netlik
Hazırlanan protokol, sadece hukuki olarak geçerli değil, aynı zamanda uygulanabilir olmalıdır. Aksi takdirde boşanma sonrasında yeni davalar açılmasına neden olabilir. Bu nedenle:
- Net ifadeler kullanılmalıdır. “Çocukla gerektiğinde görüşür” gibi soyut cümleler yerine somut gün ve saat belirten açıklamalar tercih edilmelidir.
- Tarih, taraf bilgileri ve imzalar eksiksiz olmalıdır.
- Her konu başlığı ayrı maddeler halinde yazılmalı, anlaşma maddeleri karışmamalıdır.
🧷 Sonuç
Protokolü, sadece boşanmanın gerçekleşmesini sağlayan bir belge değil; aynı zamanda tarafların birbirlerine ve varsa çocuklarına karşı sorumluluklarını yazılı hale getiren önemli bir sözleşmedir.
Doğru, eksiksiz ve açık şekilde düzenlenmiş bir protokol:
- Mahkeme onayını kolaylaştırır
- Boşanma sürecini hızlandırır
- Gelecekteki hukuki anlaşmazlıkların önüne geçer
- Tarafların duygusal ve hukuki yükünü hafifletir
Bu nedenle içerik hazırlığında özensizliğe ve belirsizliğe kesinlikle yer verilmemelidir.
Protokolün Mahkemece Onaylanması ve İcrası
Boşanmanın anlaşmalı olarak gerçekleşebilmesi için taraflar arasında hazırlanmış olan protokolün mahkeme tarafından onaylanmasına bağlıdır. Hazırlanan protokol, tarafların iradesine dayansa da, hukuk sistemimizde bu iradenin geçerli hale gelmesi ancak hâkim onayı ile mümkündür. Hâkimin onayladığı protokol ise ilam niteliğinde bir belgeye dönüşerek bağlayıcılık kazanır. Bu bölümde, protokolün mahkemece nasıl değerlendirildiğini, onay sürecini ve icra edilebilirliğini inceleyeceğiz.
⚖️ 1. Mahkemenin Onay Görevi
Mahkemenin rolü yalnızca tarafların beyanlarını almakla sınırlı değildir. Hâkim, aynı zamanda sunulan protokolü dikkatlice inceleyerek her yönüyle değerlendirmek zorundadır.
Değerlendirme şu açılardan yapılır:
- Tarafların özgür iradeleriyle boşanmak istediklerine kanaat getirilmesi
- Protokol içeriğinin hukuk kurallarına uygun olması
- Özellikle çocuklara ilişkin hükümlerin kamu düzeni açısından denetlenmesi
Bu değerlendirmelerin sonucu olumluysa, protokol mahkeme kararıyla birlikte onaylanır ve boşanma hükmü kesinleşir.
📜 2. Onayın Hukuki Niteliği
Mahkemece onaylanan protokol, boşanma kararının bir parçası haline gelir. Yani artık sadece bir özel sözleşme değil, aynı zamanda mahkeme ilamı niteliği taşıyan bir belge olur.
Bu durum protokole şu özellikleri kazandırır:
- Taraflar için bağlayıcı hale gelir.
- Taraflar protokol hükümlerine uymakla yükümlü olur.
- Uymayan taraf hakkında icra takibi yapılabilir.
- Gerekirse ilamlı icra yoluyla cebri icra işlemi başlatılabilir.
Örneğin; nafaka ödemeyen eşe karşı, doğrudan ilamlı icra takibi yapılabilir. Bu sayede yeniden dava açmaya gerek kalmaksızın protokoldeki hükümler fiilen uygulanabilir.
🧾 3. Onaylanabilirlik Sınırı
Hâkimin protokolü onaylayabilmesi için bazı kriterlerin eksiksiz yerine getirilmesi gerekir. Bu kriterler yerine getirilmezse, hâkim protokolü eksik veya hukuka aykırı bulabilir ve onaylamayabilir.
Onaylanamaz sayılan başlıca durumlar:
- Velayet veya çocukla kişisel ilişki hükümlerinin çocuğun üstün yararına aykırı olması
- Nafaka, tazminat gibi mali yükümlülüklerin net ifade edilmemesi
- Taraflardan birinin protokolü anlayacak yeterlilikte olmaması veya baskı altında olması
Bu gibi durumlarda hâkim protokolün yeniden düzenlenmesini isteyebilir. Uygun görülmeyen protokol olduğu haliyle onaylanmaz.
🔄 4. Değişiklik Talepleri ve Güncellemeler
Protokol mahkemece onaylandıktan sonra genel olarak bağlayıcıdır, ancak bazı hallerde değişiklik yapılması gerekebilir. Özellikle çocukların yaşı, ihtiyaçları veya tarafların ekonomik durumu zamanla değişebilir.
Bu gibi durumlarda:
- Taraflardan biri, protokolde değişiklik talep edebilir.
- Değişiklik talebi için yeni bir dava açılması gerekir.
- Mahkeme, şartların değiştiğini tespit ederse protokolde revizyon yapabilir.
Özellikle iştirak nafakası ya da kişisel ilişki düzenlemeleri, çocuğun yaşı ilerledikçe yeniden şekillendirilebilir.
📌 5. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Mahkemece onaylanmış protokol, hukuken bağlayıcı olmasına rağmen uygulamada bazı sorunlarla karşılaşılabilir. En sık rastlanan problemler şunlardır:
- Nafaka ödememek: Taraflar çoğu zaman belirlenen nafaka miktarını ödemez ya da geciktirir. Bu durumda icra müdürlüğü aracılığıyla takip başlatılabilir.
- Çocukla görüş hakkının engellenmesi: Velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveynin çocukla görüşmesi engellenirse, bu konuda mahkemeye şikâyet edilebilir.
- Mal paylaşımı yapılmaması: Protokolde açıkça belirlenmiş mal devirlerinin yapılmaması, tapu iptali ve tescil davası gibi ek davalara konu olabilir.
Bu sorunlar, taraflar arasında yeni çekişmelerin doğmasına sebep olur. Bu nedenle protokol hazırlanırken neyin, nasıl ve ne zaman yapılacağı çok net bir şekilde yazılmalıdır.
📎 6. Protokol Hükümlerinin İcrası
Onaylı protokol, ilam niteliğinde belge sayıldığından, taraflardan biri yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer taraf doğrudan icra takibi başlatabilir.
- İlamlı icra takibi yapılabilir.
- Mal beyanında bulunmayan tarafa karşı tazyik hapsi istenebilir.
- Velayet hükümlerinin ihlali halinde çocuğun teslimi için kolluk gücü kullanılabilir.
Bu yönüyle protokolü sadece boşanmayı değil, sonrası için düzen ve disiplin sağlayan etkili bir araçtır.
Protokole Uyulmaması Hali ve Doğuracağı Hukuki Sonuçlar
Mahkeme tarafından onaylanan protokol, taraflar açısından bağlayıcıdır. Ancak uygulamada, boşanmanın ardından taraflardan birinin protokoldeki yükümlülükleri yerine getirmemesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi ihlaller, hem özel hukuk hem de kamu hukuku açısından önemli sonuçlar doğurur.
Bu bölümde, protokol hükümlerine uyulmaması halinde doğacak yasal yaptırımları ve tarafların başvurabileceği hukuki yolları ele alacağız.
⚠️ 1. Protokole Uyulmaması Ne Anlama Gelir?
Taraflar, boşanma protokolüyle birçok konuda karşılıklı yükümlülük altına girer. Bunlara uymamak, hukuki anlamda “sözleşmeye aykırılık” teşkil eder. En sık rastlanan protokol ihlalleri:
- Nafaka ödememek veya geciktirmek
- Mal devrini yapmamak
- Çocuğun görüş günlerini engellemek
- Belirlenen sürelerde çocukla iletişim kurulamaması
- Ortak borçların paylaşımı konusundaki yükümlülükleri yerine getirmemek
Bu tür ihlaller, yalnızca diğer tarafı mağdur etmekle kalmaz, aynı zamanda yasal sorumlulukları da beraberinde getirir.
💰 2. Nafakanın Ödenmemesi Durumu
İştirak nafakası veya yoksulluk nafakası, protokolde yer alıyorsa ve mahkeme kararıyla hükme bağlanmışsa, ilam niteliğindedir. Bu durumda:
- Nafaka ödemeyen eş hakkında ilamlı icra takibi başlatılabilir.
- Nafakanın üç ay süreyle ödenmemesi halinde, diğer eş icra ceza mahkemesine başvurarak tazyik hapsi talep edebilir.
- Hapis cezası ödenmeyen nafakanın tahsiline zorlayıcı bir yaptırımdır (en fazla 3 aya kadar).
Nafaka ödememek, ekonomik baskı aracı olarak kullanılmamalı; aksi takdirde ağır yaptırımlarla karşılaşılabilir.
👶 3. Çocukla Kişisel Görüşme Engellenirse
Çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurması, mahkeme kararıyla güvence altına alınmıştır. Bu görüşmenin engellenmesi:
- İcra müdürlüğü yoluyla çocuk teslimi işlemlerini gündeme getirir.
- Zorla teslim gerekiyorsa, kolluk kuvvetlerinin yardımıyla işlem yapılabilir.
- Bu konuda velayeti elinde bulunduran taraf hakkında disiplin yaptırımları ya da çocuğun velayetinin değiştirilmesi bile söz konusu olabilir.
Çocuğun bir ebeveynden koparılması ya da uzak tutulması, onun psikolojik gelişimine zarar vereceği için hukuk düzeni tarafından korunmaz.
🏠 4. Mal Paylaşımı İhlalleri
Protokolde mal paylaşımına dair açık hükümler varsa ve bu hükümler yerine getirilmezse:
- Tapuda yapılması gereken devir işlemleri yapılmazsa, tescil davası açılabilir.
- Değerli eşyaların, araçların teslim edilmemesi halinde teslim davası gündeme gelebilir.
- Taahhüt edilen borçların ödenmemesi halinde alacak davası açılabilir.
Mal paylaşımı hükümleri net değilse, bu da ayrı bir uyuşmazlık doğurabilir. Bu nedenle protokol maddeleri hazırlanırken büyük bir titizlikle davranılmalıdır.
📜 5. Protokol Hükümlerine Uyulmamasının Hukuki Sonuçları
Protokole aykırı davranışlar, doğrudan doğruya şu sonuçlara yol açabilir:
- İcra takibi ve haciz işlemleri
- Tazyik hapsi (nafaka veya teslim ihlali durumlarında)
- Tazminat davası (zarar doğmuşsa)
- Velayetin değiştirilmesi (çocukla ilişki engellenirse)
- Yeni dava açılması (protokol eksik ya da belirsizse)
Bu sonuçlar sadece protokol hükümlerine değil, taraflar arası güvene ve çocukların yararına da zarar verebilir.
🔁 6. Değişiklik Talebi Mi, Yoksa İhlal Mi?
Bazı durumlarda, protokole uyulmadığı izlenimi aslında yeni gelişen hayat koşullarına uyum sağlanamamasından kaynaklanabilir. Örneğin:
- Nafaka miktarı ekonomik şartlar nedeniyle ödenemiyorsa
- Çocuğun okul saatleri değişmişse görüşme düzeni aksayabilir
Bu gibi durumlarda taraf, önce mahkemeye başvurarak protokol değişikliği talebinde bulunmalıdır. Aksi takdirde keyfi ihlal olarak değerlendirilir.
🧷 7. Protokol Uygulamasında İyi Niyetin Önemi
Her ne kadar protokol metni teknik bir belge olsa da, uygulaması insani ilişkiler zemininde şekillenir. Bu nedenle tarafların:
- Karşılıklı iyi niyet içinde hareket etmesi
- Ebeveynlik sorumluluklarını unutmaması
- Anlaşmanın ruhuna sadık kalması
boşanma sonrasında sağlıklı bir yaşam düzeni kurmaları açısından kritik öneme sahiptir.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
✅ Anlaşmalı boşanma nedir?
Anlaşmalı boşanma, eşlerin evliliği sona erdirmek için ortak irade beyanında bulunmaları ve boşanmanın sonuçları hakkında aralarında tam bir uzlaşma sağlamalarıdır.
✅ Anlaşmalı boşanma davası hangi şartlarla açılabilir?
Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması,
Tarafların birlikte mahkemeye başvurması veya biri açmışsa diğerinin davayı kabul etmesi,
Tarafların mahkemede birlikte hâkim karşısına çıkması,
Boşanmanın mali sonuçları ve çocuklara ilişkin konularda tam bir anlaşma sağlanması.
✅ Anlaşmalı boşanma protokolü nasıl hazırlanır?
Protokol, boşanmanın mali sonuçları (nafaka, tazminat, mal paylaşımı) ve çocuklarla ilgili tüm hususları içeren yazılı bir belgedir. Net, açık, yorumdan uzak ve uygulanabilir ifadelerle düzenlenmelidir. Her iki eş tarafından imzalanmalı ve mahkeme onayına sunulmalıdır. Örnek boşanma protokolü incelenerek hazırlık sürecinin daha kolay yürütülmesi sağlanabilir.
✅ Protokolde neler yer almalı?
Yoksulluk ve iştirak nafakası,
Maddi ve manevi tazminatlar,
Mal rejiminin tasfiyesi,
Çocukların velayeti,
Çocukla kişisel ilişki (görüşme düzeni),
Eğitim, sağlık gibi karar alma süreçleri.
✅ Hâkim protokolü reddedebilir mi?
Evet. Özellikle çocuklara ilişkin hükümleri uygun bulmazsa veya tarafların protokolü anlayarak ve özgür iradeyle imzaladığına kanaat getirmezse, protokolü reddedebilir. Gerekirse revize edilmesini isteyebilir.
✅ Protokole uymayan taraf hakkında ne yapılabilir?
Nafaka ödenmiyorsa ilamlı icra takibi yapılabilir
Çocuk teslim edilmiyorsa icra müdürlüğü ve kolluk aracılığıyla işlem yapılabilir
Hâkim, protokol hükümlerine uyulmaması durumunda tazyik hapsi gibi yaptırımlara hükmedebilir
Gerektiğinde protokolün değiştirilmesi için dava açılabilir
✅ Boşanma gerçekleştikten sonra protokolde değişiklik yapılabilir mi?
Evet, ancak tarafların doğrudan değiştirmesi mümkün değildir. Protokol mahkeme kararı ile onaylandığı için, değişiklik talepleri de ancak mahkeme aracılığıyla yapılabilir. Değişen hayat koşulları (ekonomik durum, çocuğun yaşı, sağlık vb.) bu süreci haklı kılabilir.
✅ Protokol yerine sadece sözlü anlaşma yeterli midir?
Hayır. Anlaşmalı boşanmanın kabul edilmesi için yazılı bir protokol hazırlanması ve taraflarca imzalanarak mahkemeye sunulması şarttır. Sözlü uzlaşmalar hukuki bağlayıcılık taşımaz.
✅ Anlaşmalı boşanma süreci ne kadar sürer?
Eğer tüm belgeler eksiksiz hazırlanmış ve taraflar hazırsa, dava tek celsede sonuçlanabilir. Ancak mahkeme yoğunluğu, eksik belgeler ya da protokoldeki sorunlar süreci uzatabilir.
✅ Avukat tutmak zorunlu mu?
Hayır, zorunlu değildir. Ancak hak kaybı yaşamamak, protokolün doğru hazırlanması ve süreçte usul hatası yapılmaması için bir avukattan destek alınması şiddetle tavsiye edilir.
✅ Gebze boşanma avukatı var mı?
Gebze’de faaliyet yürüten avukatlar genel olarak bir çok dava türünde avukatlık hizmeti sunmaktadır.
✅ Gebze’de boşanma davası nasıl açılır?
Dava dilekçesi ve boşanma protokolü hazırlandıktan sonra Gebze Adliyesinden ya da oraya gönderilmek üzere diğer adliyelerden, dava harç ve yargılama giderleri ödenerek dava açılabilir. Gebze boşanma avukatı ya da herhangi bir avukattan hizmet alınarak da bu süreç başlatılabilir.
UYARI
Genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olan bu yazımızda, konuyla ilgili bir çok soruya cevap verilmiştir. Günlük hayatta her olay hukuki boyutu ile kendine özgü şekilde değerlendirileceğinden benzer konularda hukuki desteğe ihtiyaç duymanız halinde avukat desteği almanızı tavsiye ederiz.
Makalemizle ilgili görüşlerinizi iletmek için Gebze avukat sayfamızdaki iletişim kanallarından, SMK Hukuk iletişim sayfasından ya da sağ alt köşedeki WhatsApp uygulaması ile sohbet başlatarak bize ulaşabilirsiniz.
Gebze | Avukat Sefa Çepoğlu